“Fisher Önlenebilir İnme Skoru''na karşı “Yaşamsal-7”: Bir Ankara ACROSS subgrup çalışmasıMine Hayriye Sorgun1, İrem Erkent2, Mehmet Akif Topçuoğlu2, Hale Zeynep Batur Caglayan3, Canan Togay Işıkay1, Bijen Nazliel3, Ethem Murat Arsava21Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji Ana Bilim Dalı, Ankara 2Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, Ankara 3Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, Ankara
GİRİŞ ve AMAÇ: İnmelerin %90’ı modifiye edilebilir risk faktörleriyle ilgilidir. “Fisher Önlenebilir İnme Skoru” bu bağlantının kalitatif ölçütü olup major inmelerin en az ¼’ünün büyük oranda engellenebileceğini ortaya koymuştur. Ancak, skorun eşik değerleri ve kodlama kriterleri güncelliğini yitirmiştir. Ankara ACROSS çalışmasında şematize edilen “Yaşamsal 7 skoru” bu güncellemeyi yapmak üzere tasarlanmıştır. YÖNTEM ve GEREÇLER: Çalışmaya, Ankara ilinde kapsamlı inme merkezi statüsündeki üç araştırma üniversite hastanesine başvurmuş 787akut iskemik inme hastası alınmıştır. Tüm hastalarda güncel kılavuz hedefleri ışığında iskemik inmenin 7 risk faktörü (“Yaşamsal 7”; hipertansiyon, diabetes mellitus, hiperlipidemi, sigara, obezite, diyet, fiziksel aktivite) skorlandı ve Fisher önlenebilir inme skoru (0-10) ile karşılaştırıldı. BULGULAR: Yaşamsal 7’ye göre yüksek oranda önlenebilir olduğu tespit edilen 386 (%49) hasta bulunmuştur. Önceki çalışmanın kriterleri kullanıldığında ise yüksek oranda önlenebilir olan hasta sayısı 196 (%25) olarak tespit edilmiştir. Yaşamsal 7’ye göre yüksek oranda önlenebilir olduğu tespit edilen hastaların %76’sının Fisher Önlenebilir İnme Skoru göre skorlandığında yüksek oranda önlenebilir inme grubuna girmediği görülmüştür. Fisher kriterlerine göre yüksek oranda önlenebilir olan hastaların ise %53’ü yaşamsal 7 kriterlerine göre skorlandığında yüksek oranda önlenebilir inme olarak tespit edilmemiştir. Genç yaş, diabetes mellitus, inme hikayesi yokluğu ve küçük arter oklüzyonu Yaşamsal 7’ye göre önlenebilirlik ile ilişkili bulunurken, koroner arter hastalığı, atriyal fibrilasyon, yüksek NIHSS skoru, büyük arter aterosklerozu ve kardiyo-aortik embolism Fisher skoruna göre önlenebilirlik ile ilişkiliydi. TARTIŞMA ve SONUÇ: İnmenin önlenebilirliği kavramının önemine karşın günümüzde bunun belirlenmesini sağlayabilecek kriterler henüz tam olarak netleşmemiştir. İdeal ve pratik bir skorlamanın bulunması inmeden korunma stratejileri için kritik öneme haizdir.
Anahtar Kelimeler: iskemik inme, modifiye edilebilir risk faktörleri, önlenebilir inme.
“Fisher Preventable Stroke Score” versus “Life's Simple 7”: An Ankara ACROSS subgroup studyMine Hayriye Sorgun1, İrem Erkent2, Mehmet Akif Topçuoğlu2, Hale Zeynep Batur Caglayan3, Canan Togay Işıkay1, Bijen Nazliel3, Ethem Murat Arsava21Ankara University Faculty of Medicine, Department of Neurology, Ankara, Turkey 2Hacettepe University Faculty of Medicine, Department of Neurology, Ankara, Turkey 3Gazi University Faculty of Medicine, Department of Neurology, Ankara, Turkey
INTRODUCTION: Modifiable risk factors constitute approximately 90% of the cumulative risk factor burden in stroke. One out of 4 strokes were preventable by optimization of these vascular risk factors according to Fisher’s preventable stroke score (FPSS). However, the threshold values and coding criteria of the score are outdated. The “Life’s Simple 7 score (LS7S)” schematized in the Ankara ACROSS study was designed to make this update. METHODS: The study prospectively enrolled 787 acute ischemic stroke patients admitted to three university affiliated comprehensive stroke centers in Ankara. The preventability of stroke was evaluated according to the success attained in control of LS7S metrics (hypertension, diabetes, hyperlipidemia, active smoking, obesity, diet, physical activity), and were then compared to FPSS (0-10). RESULTS: A total of 386 (49%) patients had highly preventable stroke according to LS7S, while 196 (25%) were classified as preventable according to the criteria of previous study. Seventy-six percent of patients with highly preventable stroke according to LS7S were not classified as such by FPSS, while 53% of patients with high preventability per FPSS were not considered as preventable according to LS7S. Young age, DM, absence of stroke history, and small artery occlusion were associated with highly preventability according to LS7S; coronary artery disease, atrial fibrillation, high NIHSS score, large artery atherosclerosis and cardio-aortic embolism were associated with highly preventability according to FPSS. DISCUSSION AND CONCLUSION: Despite the importance of preventable stroke, its criteria has not been fully clarified yet. An ideal and practical scoring could be critical for stroke prevention strategies.
Keywords: ischemic stroke, modifiable risk factors, preventable stroke.
Mine Hayriye Sorgun, İrem Erkent, Mehmet Akif Topçuoğlu, Hale Zeynep Batur Caglayan, Canan Togay Işıkay, Bijen Nazliel, Ethem Murat Arsava. “Fisher Preventable Stroke Score” versus “Life's Simple 7”: An Ankara ACROSS subgroup study. Türk Beyin Damar Hast Derg. 2020; 26(2): 180-185
Sorumlu Yazar: Mine Hayriye Sorgun, Türkiye |
|