İstanbul Kuzey Klinikleri Dergisi

Bir eğitim ve araştırma hastanesi merkez laboratuvarında hiperprolaktinemili hastalarda makroprolaktinemi sıklığı [North Clin Istanb]
North Clin Istanb. Baskıdaki Makaleler: NCI-94758 | DOI: 10.14744/nci.2023.94758  

Bir eğitim ve araştırma hastanesi merkez laboratuvarında hiperprolaktinemili hastalarda makroprolaktinemi sıklığı

Nilufer Bayraktar
Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Tıbbi Biyokimya Kliniği, İstanbul

Amaç: Makroprolaktinemi gereksiz testlere ve uygunsuz tedaviye yol açabilen, iyi tanımlanmış bir endokrin bozukluktur. Bununla birlikte birçok laboratuvarda rutin makroprolaktin ölçümü yapılmamaktadır. Rutin olarak kullanılan prolaktin testleri, belirti ve bulguları olmayan hiperprolaktinemili hastalarda yanlış hiperprolaktinemi tanısına yol açabilmektedir. Klinisyenlerin, kullanılan yöntemle, karşılaşılan makroprolaktinemi sıklığı konusunda dikkatli olmaları gerekmektedir. Bu çalışmada hiperprolaktinemili hasta grubunda makroprolaktinemi sıklığını araştırmayı amaçladık.
Yöntemler: Prolaktin analizleri, Elecsys Prolactin II elektrokemilüminesans immunoassay testi (Roche Diagnostics, Mannheim, Almanya) kullanılarak Roche Cobas® e801 immunoassay cihazında gerçekleştirildi. Toplamda 14 farklı hastaneden alınan numuneler, tek bir merkezi laboratuvarda aynı yöntemle incelendi. Makroprolaktin analizi için numuneler polietilen glikol (PEG) 6000 kullanılarak çöktürüldü.
Bulgular: Bu çalışmada hiperprolaktinemili 1100 hastayı değerlendirdik. Makroprolaktinemi sıklığını %9,6 (geri kazanım yüzdesi <%40) olarak belirlerken, hastaların %8,5'inin gri bölgede (geri kazanım yüzdesi (%40 - <%60) olduğunu saptadık.
Sonuç: Laboratuvarlar tüm hiperprolaktinemik serumlarda rutin makroprolaktin çalışmayı değerlendirmeli ve bu konunun sıklığı konusunda farkındalığı artırmak için klinisyenlerle iletişim halinde olmalıdırlar. (NCI-2023-10-11)

Anahtar Kelimeler: İmmunoassay; makroprolaktin; polietilen glikol.


The frequency of macroprolactinemia among patients with hyperprolactinemia in a central laboratory of a training and research hospital

Nilufer Bayraktar
Department of Medical Biochemistry, Goztepe Prof. Dr. Suleyman Yalcın Training and Research Hospital, Istanbul, Turkiye

Objective: Macroprolactinemia is a well-described endocrine disorder, with its results leading to unnecessary tests and overtreatment. However routine macroprolactin screening is not performed in many laboratories. Routinely used prolactin assays can result in false diagnosis of hyperprolactinemia in patients with no signs and symptoms related to hyperprolactinemia and clinicians should be aware of macroprolactinemia frequency encountered with the method in use. In this study, it was aimed to examine the frequency of macroprolactinemia among patients with hyperprolactinemia.
Methods: Prolactin analyses were performed on Roche Cobas® e801 immunoanalyzer using the Elecsys Prolactin II electrochemiluminesence immunoassay (Roche Diagnostics, Mannheim, Germany). Samples were provided from 14 different hospitals in total and evaluated with the same method in a single central laboratory. In order to precipitate the samples for macroprolactin analysis, polyethylene glycol (PEG) 6000 was used.
Results: In this study, we evaluated 1100 patients with hyperprolactinemia and determined the frequency of macroprolactinemia to be 9.6% (recovery cut-off value <40%), while 8.5% of the patients were in the gray zone (recovery cut-off value 40% to <60%).
Conclusion: Laboratories should consider regularly screen for macroprolactinemia in all hyperprolactinemic samples and collaborate with clinicians to raise awareness about the prevalence of this condition.

Keywords: Immunoassay; macroprolactin; polyethylene glycol.




Sorumlu Yazar: Nilufer Bayraktar


ARAÇLAR
Yazdır
Alıntıyı İndir
RIS
EndNote
BibTex
Medlars
Procite
Reference Manager
E-Postala
Paylaş


Benzer makaleler
PubMed
Google Scholar