İstanbul Kuzey Klinikleri Dergisi

Femur şaft kırıklarının tedavisinde antegrad çivi uygulamaları için farklı çivi giriş noktalarının klinik sonuçlar üzerine etkisi varmıdır? Retrospektif klinik karşılaştırmalı bir çalışma. [North Clin Istanb]
North Clin Istanb. 2020; 7(6): 609-618 | DOI: 10.14744/nci.2020.08058  

Femur şaft kırıklarının tedavisinde antegrad çivi uygulamaları için farklı çivi giriş noktalarının klinik sonuçlar üzerine etkisi varmıdır? Retrospektif klinik karşılaştırmalı bir çalışma.

Mehmet Salih Soylemez, Tayyar Taylan Oz
Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği, İstanbul

Amaç: Bu çalışmada femur şaft kırıkları tanısı ile, trokanterik fossa veya trokanter major girişli iki farklı çivi dizaynı kullanılarak opere edilen hastalar arasında klinik ve radyolojik olarak fark bulunup bulunmadığını incelemeyi amaçladık.
Yöntem: İki çivi dizaynından herhangi biri ile femur şaft kırığı nedeni opere edilen hastaların kayıtları geriye dönük olarak incelendi. Gerekli medikal kayıtları ve röntgen görüntüleri bulunan hastalar, en az 1 yıllık takip kayıtlarının bulunan hastalar, iskelet gelişminin tamamlamış hastalar (≥16 yaş), osteoporotik frajilite kırığı olmayan hastalar (≤60 yaş) çalışmaya dahil edildi. Patolojik kırıklar, diz veya kalça eklemin uzanan kırıklar, yeterli medikal kayıt veya görüntüsü bulunmayan hastalar, 1 yıldan az takipli hastalar, iskelet gelişimini tamamlamamış hastalar çalışmaya dahil edilmedi.
Bulgular: Trokanterik fossa girişli çivi ile opere edilmiş 65 hastanın 67 kırığı ve Trokanter major girişli çivi ile opere edilen 21 hastanın 23 kırığı çalışmaya dahil edildi. Kaynama zamanı, kan kaybı, implant çıkartma gerekliliği, implant yetmezliği ve revizyon operasyonu gerekliliği açısından grıplar arasında fark saptanmadı. Ancak istatistiksel olarak ameliyat sonrası dönemde hastanede kalış süresi Trokanter major girişli çivi grubunda daha kısa idi ve bu grupta açık redüksiyon gerekliliği daha az gerekmiş idi. Her ne kadar komplikasyonlar ve kaynama açısından isthmus seviyesindeki ve altındaki kırıklarda gruplar arasında fark saptanmasa da isthmus seviyesi üstü kırıklarda Trokanter major girişli çivi grubunda iyatrojenik kırık ve varus gelişimi daha fazla idi.
Sonuç: İsthmus seviyesindeki ve altındaki kırıkların cerrahi tedavisi için iki çivi dizaynı da etkili ve güvenli şekilde kullanılabilir. Ancak isthmus seviyesi üzerindeki kırıklar Trokanter major girişli çiviler ile tedavi edildiğinde iyatrojenik kırık ve varus gelişim riski bulunmaktadır. Çalışmamız bu seviye kırıklarında Trokanterik fossa girişli çivilerin kullanımının daha güvenli ve etkili olacağını ortaya koymaktadır. (NCI-2020-0088.R1)

Anahtar Kelimeler: femur şaft kırığı, Trokanterik fossa girişli çivi, Trokanter major girişli çivi


Does using different entrance points for intramedullary nails affect clinical outcomes for femoral shaft fractures? A retrospective clinical comparative study

Mehmet Salih Soylemez, Tayyar Taylan Oz
Department of Orthopaedics and Traumatology, Umraniye Training and Research Hospital, Istanbul, Turkey

OBJECTIVE: We examined the clinical and radiological outcomes of femoral shaft fractures treated with two different intramedullary nail designs using either greater trochanteric or trochanteric fossa entrance.
METHODS: The medical records of patients undergoing operations for a shaft fracture either with a nail with trochanteric entrance or trochanteric fossa entrance were retrospectively reviewed. Inclusion criteria were: having the necessary medical records including radiographic images and follow-up data, at least 12 months of follow-up, skeletal maturity (≥16 years of age) not having osteoporosis (≤60 years of age). Exclusion criteria were: pathological fractures, fragility fractures, fractures that extend to hip or knee joint capsule, lack of enough medical data, less than 12 months of follow up, and patients yet to reach skeletal maturity.
RESULTS: A total of 65 patients (67 femur fractures) were treated with intramedullary nails using a trochanteric fossa entrance (TFE) and 21 patients (23 femur fractures) were treated with nails using a greater trochanteric entrance (GTE). No statistically significant differences were evident between groups in terms of union time, blood loss, need for implant removal, implant failure, or revision operation. However, the duration of postoperative hospitalization was significantly shorter in the GTE nail group and the need for open reduction of the fracture was less common in these patients. Although there were no significant differences between groups in terms of complications and union among isthmal and infra-isthmal fractures, malreduction and iatrogenic fractures were more common with the use of GTE nails for treatment of supra-isthmal fractures.
CONCLUSION: Use of intramedullary nails via both GTE and TFE were safe and efficient for the treatment of isthmal and infra-isthmal fractures. However, varus malalignments associated with iatrogenic fractures were more common with trochanteric entrance nails. Together, our results show that the use of nails via TFE may represent a safer option for surgical treatment of supra-isthmal fractures.

Keywords: Femur shaft fracture, greater trochanter entry; trochanteric fossa entry.


Mehmet Salih Soylemez, Tayyar Taylan Oz. Does using different entrance points for intramedullary nails affect clinical outcomes for femoral shaft fractures? A retrospective clinical comparative study. North Clin Istanb. 2020; 7(6): 609-618

Sorumlu Yazar: Mehmet Salih Soylemez


ARAÇLAR
Tam Metin PDF
Yazdır
Alıntıyı İndir
RIS
EndNote
BibTex
Medlars
Procite
Reference Manager
E-Postala
Paylaş


Benzer makaleler
PubMed
Google Scholar