Parosteal Osteosarkom: Radyolojik ve Prognostik ÖzelliklerOsman Emre Aycan, Muhammet Alptekin Kocaoğlu, Muhammet Coşkun Arslan, Muhammed Mert, Alper KöksalBaltalimanı Kemik Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ortopedi ve Travmatoloji, İstanbul
GİRİŞ ve AMAÇ: Parosteal osteosarkomlar nadir gözlenen bir osteosarkom tipidir. Klasik olarak kemoterapi ve radyoterapiye duyarsız, düşük dereceli bir lezyondur. Ancak kolaylıkla çevre dokulara invazyon gösterebilmektedirler.Amacımız parosteal osteosarkomlarda manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ile tespit edilen özelliklerin; cerrahi sınır, prognoz, onkolojik ve fonsiyonel sonuçlara etkilerini değerlendirmektir. YÖNTEM ve GEREÇLER: Kliniğimizde 2006-2018 yılları arasında parosteal osteosarkom tanısı ile cerrahi tedavi uygulanmış asgari 2 yıl takip edilmiş 15 hastanın (4 Erkek/11 Kadın) klinik ve radyolojik verileri retrospektif olarak değerlendirildi. Epidemiyolojik verilerin yanında tanı için uygulanan biyopsi yöntemi (açık/kapalı) ve tanıda gecikme süresi not edildi. Hastaların tanısal MRG kesitlerinde lezyonun azami çevresel uzanım oranı, intrameduller tutulum oranı, ve nörovasküler paket tutulumu değerlendirildi. Rezeksiyon tipleri (segmental ekleme uzanan/hemikortikal) ve rezeksiyon sonrası cerrahi sınırlar değerlendirildi. Hastaların son kontrollerindeki fonksiyonel ve onkolojik sonuçları değerlendirildi. BULGULAR: Çalışma grubumuzda ortalama yaş 31.7(17-71), ortalama takip süresi 50.1(24-176) ay idi. En sık tespit edilen tutulum distal femurdu. Kapalı biyopsi yöntemlerinin tekrarlayan biyopsiler/yanlış tanı/uygunsuz girişimlere yol açtığı belirlendi(p<0.001,p=0.023). Lezyonun intrameduller tutulum oranının, azami çevresel uzanım miktarı ile ilişkili olduğu belirlendi(p=0.006). %25’in altında intrameduller tutulum oranının yapılan uygun rezeksiyonlarla nüks veya metastazlara yol açmadığı belirlendi. Ortalama MSTS skoru %87.8 idi. Nörovasküler tutulum varlığının metastazlar, derin enfeksiyonlar ve tekrarlayan cerrahiler ile ilişkili olduğu belirlendi(p=0.017, p=0.002, p=0.005). En sık uygulanan rezeksiyon tipi segmental, ekleme uzanan rezeksiyon (9 hasta) idi. Hemikortikal rezeksiyon ve biyolojik rekonstrüksiyonların en iyi MSTS skorlarına sahip olduğu belirlendi (p=0.002). Yüksek azami çevresel uzanım miktarı, intrameduller tutulum oranı ve nörovasküler tutulum varlığının düşük MSTS skorları ile ilişkili olduğu belirlendi. 5-yıllık genel sağkalımın %92.3, lokal-progresyonsuz sağkalımın %86.2 ve metastassız sağkalımın ise %86.2 olarak tespit edildi. TARTIŞMA ve SONUÇ: Parosteal osteosarkomlarda iğne biyopsisinin güvenilirliği sorgulamaya açıktır. Tanısal MRG’de ekleme uzanım kadar lezyonun azami çevresel uzanım miktarı, intrameduller tutulum oranı ve nörovasküler tutulum varlığı cerrahi öncesi planlamada ve rekonstrüksiyon yöntemi belirlemede önem taşımaktadır. MRG’de lezyonun azami çevresel uzanım miktarı cerrahi sınırları belirleyebilmek açısından önem taşımaktadır.
Anahtar Kelimeler: Parosteal osteosarkom, Radyolojik değerlendirme, Prognostik kriterler, Biyopsi yöntemi
Parosteal Osteosarcoma: Radiologic and Prognostic FeaturesOsman Emre Aycan, Muhammet Alptekin Kocaoğlu, Muhammet Coşkun Arslan, Muhammed Mert, Alper KöksalBaltalimanı Bone Diseases Training and Research Hospital, Department of Orthopaedics and Traumatology, Istanbul
INTRODUCTION: Parosteal osteosarcoma is a rare low grade surface osteosarcoma variant which typically resistant to chemotherapy and radiotherapy. The aim of this study is to evaluate significance of Magnetic Resonance Imaging (MRI) characteristics and their effects on surgical margins, prognosis, oncological and functional outcomes of parosteal osteosarcoma in our clinic. METHODS: Fifteen patients (4 male/11 female) who operated with the diagnosis of parosteal osteosarcoma in our clinic were retrospectively reviewed. The epidemiological data, biopsy method and delay in diagnosis are noted. The lesions maximum circumferential extension, intramedullary involvement and neurovascular extension in MRI sections were evaluated. The resection type (segmental articular/hemicortical) and surgical margins were noted. Functional and oncological results at last follow-up were assessed.
RESULTS: The mean age was 31.7 (17-71) years; mean follow-up was 50.1 (24-176) months. The most common site was distal femur. The closed biopsies were related with increased number of re-biopsies and misdiagnosis/improper interventions. (p<0.001,p=0.023) Intramedullary involvement percentage was related with maximum circumferential extension percentage (p=0.006) The intramedullary involvement ratio of ≤25% suggested no recurrence or metastasis. The mean MSTS score was 87.8% (range, 60-100%). The neurovascular involvement was related with metastatic disease, deep infections and complication related surgeries. (p=0.017, p=0.002,p=0.005) The most common resection type was segmental articular resection (9 patients). Hemicortical resections with biological reconstructions had the best MSTS scores. (p=0.002) The maximum circumferential extension percentage, intramedullary involvement percentage and neurovascular involvement showed lower MSTS scores. The 5-year overall survival was 92.3%, local recurrence-free survival was 86.2% and metastasis-free survival was 86.2%. DISCUSSION AND CONCLUSION: The reliability of needle biopsy sampling is controversial in parosteal osteosarcomas. The lesions extent of intramedullary involvement, neurovascular bundle proximity and maximum periosteal circumferential extension on MRI should be considered when planning the surgery. The evaluation of maximum circumferential extension on MRI is crucial for the resection margins.
Keywords: Parosteal Osteosarcoma, Radiological evaluation, Prognostic criteria, Biopsy method
Osman Emre Aycan, Muhammet Alptekin Kocaoğlu, Muhammet Coşkun Arslan, Muhammed Mert, Alper Köksal. Parosteal Osteosarcoma: Radiologic and Prognostic Features. Acta Oncol Tur.. 2021; 54(2): 239-246
Sorumlu Yazar: Osman Emre Aycan, Türkiye |
|